8 Eylül 2013 Pazar

Üç Beş Adımda Pasaport Almak

Arkada çok sevdiğim bir The Cranberries şarkısı olan "Ode to my family" çalarken yazıyorum yeni yazımı. Gitme günüm yaklaşıyor ve benim içimi sevincime ek olarak bir hüzün kaplıyor.

Aileden, sevdiklerinden, ülkenden ayrılmak ve aylarca gelmemek. Aslında Çek'teyken uzun tatillerim olacak bu yüzden Türkiye'ye gelebilme ihtimalim var. Öte yandan kaç kere hayatımda bu fırsatı yakalayacağım gez gezebildiğin kadar diyorum. (Tabi Allah korusun bir ölüm kalım veya sağlık meselesi olmamasını dileyerek böyle düşünüyorum.)  Anlayacağınız kafam karışık. Ne olacağını zaman gösterecek.

Neyse gelelim bugünkü paylaşımıma, yani nasıl pasaport alınıra..

Öncelikle eğer hala öğrenciyseniz (ya da benim gibi son sınıf olup mezuniyetinize iki hafta kalmışsa) okul internet sitesinde bulabileceğiniz "Pasaport Harç Muaf Belgesi"ni doldurup bölümünüze götürüp Bölüm Başkanı'na imzalattıktan sonra Rektörlük'te bu işle ilgilenen (şu an adını hatırlayamadığım) birime götürmeniz gerek. Bu birim evrakınıza göre yeni bir belge düzenliyor ve size ertesi gün teslim ediyor. 

Belgede dikkat etmeniz gereken nokta pasaportu kaç yıllık istediğiniz. Bazı ülkeler ülkenize döndükten sonra pasaportunuzun en az 6 ay daha geçerli olmasını  istiyor bu yüzden 35 hafta kalacaksanız 2 senelik pasaport çıkartmak en mantıklısı.

Ertesi gün evraklarımızı (tabi ki de Beste ben ve Fatih :)) aldıktan sonra İstanbul/Şişli'de olan Hisar Vergi Dairesi'ne gittik. (Topkapı'daki vergi dairesinde öğrenciyken 2 yıllık pasaport isteyene sorun çıkartıyor diye duyduğum için bu vergi dairesini seçtim.) Burada belgemizi girişteki görevli bayana verdik kendisi evrakları aldı. Evrakları kontrol etti ve bu işlerle ilgilenen müdüre evrakları imzalatmamız gerektiğini söyledi. Bunu üzerine girişe göre en sağ odada bulunan müdüre gittik ve sorunsuzca imzalattık. Buradan sonra görevli bayanın yanına tekrar döndük ve evrakları geri verdik. Fotokopisi çekilen evraklardan birinin orjinali bize geri verildi.

Bu işlemlerden sonra sıra gelmişti defter parasını yatırmaya. Yine aynı yerde bulunan gişede sıraya girdik ve bir kaç dk içinde 72 TL'yi ödeyip makbuzlarımızı aldık. Makbuzumuz ve imzalı evrakımız ile en yakında olan Emniyet Müdürlüğü'ne yani Şişli Emniyet'e geçtik. İşlerimizin hemen hallolacağını düşünmediğimiz için (siz siz olun bir işe başlarken bizim gibi karamsar olmayın :)) randevu almamıştık. Ama içeriye girdiğimizde de pasaport bölümünde çok az insan olduğunu görünce rahatladık. Polislere randevusuz geldiğimizi açıkladık. Kalabalık olmadığı için başvurumuzu almayı kabul ettiler. Vergi dairesinden aldığımız evrak, makbuz ve 2 fotoğrafı görevli memura teslim ettik. (Eğer ehliyetiniz falan yoksa yani daha önce parmak izi alma işlemini yaptırmadıysanız önce parmak iziniz alınıyor.) Polis memurunun işlemleri bitirmesi yaklaşık 5 dk sürüyor. Sonra size pasaportun gelmesini istediğiniz adresi ve sizin olmamanız durumunda pasaportunuzu başka kimin alabileceğini soruyor. 

Tüm işlemler bittiğinde ve emniyetten ayrıldığımızda Beste'nin bitti mi şimdi ilk adımı attık mı oldu mu gibi sorular sorduğunu hatırlıyorum :) Şimdi diyecekseniz amannn pasaport almakta ne var herkes alıyor herkes yurtdışına gidiyor diye. Ama biz bu yurtdışı fırsatı için o kadar çok beklemiştik ki zor elde ettiğimiz için gözümüzde ekstra kıymetli olmuştu işte bir pasaport.

Çarşamba günü yaptığım pasaport başvurusundan sonra Cuma günü telefonuma pasaportun kargoya verildiğine dair mesaj geldi. PTT Kargo hafta sonu çalışmadığı için pasaportum ancak Pazartesi elime ulaştı. Onu da ben işte olduğum için Beste aldı. (Pasaport için velaket vermek işte böyle durumlarda işe yarıyor :)

Pasaportu aldıktan sonraki adım ise vize başvurusu. Bir başka deyişle daha karmaşık daha zor bir süreç. Neden mi karmaşık ve zor? Bir sonraki yazımda öğrenecekseniz. Takipte kalın!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder