24 Eylül 2013 Salı

Ahoj!

Bu yazımı Çek Cumhuriyeti'nden yazıyorum :)

Evettt. Geleli nerdeyse 10 gün oldu ve şimdilik herşey yolunda.

10 gündür neden birşey yazmadın ki dediğinizi duyar gibiyim. Yazmadım değil aslında, yazamadım. Çünkü kaldığım yurtta ilk geldiğim hafta maalesef internet bağlantım yoktu. Mentorumun büyük uğraşları sonucu yavaş da olsa bir internetim var artık ve fırsat buldukça paylaşımlarıma devam edeceğim.

Başlıkta yazdığım "Ahoj" ise Çeklerin "Selam" anlamında her zaman kullandıkları sevimli bir kelime :)


10 Eylül 2013 Salı

Vize Başvuru Öncesi Evrak Toplama

Pasaportu aldıktan sonra sıra gelmişti vize başvurusu için randevu almaya. Bu işlemi pasaportunuz olmadan yapamıyorsunuz çünkü randevu sisteminde pasaport numaranızı girmeniz gerekiyor. Haziran'ın 3. haftası gibi randevu almak için sisteme girdiğimde sadece 11 Temmuz saat 09:30'a randevu alabildim. Yani yaklaşık 3 hafta sonrasına. Bu yüzden bir an evvel pasaportunuzu çıkarıp randevunuzu almanız gerekiyor. Alınan randevu iptal edilmiyor veya saati değiştirilmiyor!!

Bu 3 haftalık sürede gerekli belgeleri toplamakla uğraştım. Şimdi bu belgelerin neler olduğunu ve dikkat edilmesi gereken noktaları sizler için yazacağım.

1- Sabıka Kaydı (Apostil Mühürlü): Sabıka Kaydı için Çağlayan Adliyesine gittik. (Yine Fatih ben ve Beste) Sıra bize geldiğinde ne için istediğimi soran görevliye vize için dedim. Hangi ülke olduğunu sordu ve cevabı duyduğunda verdiği tepki şaşırmama neden oldu. "Çek Cumhuriyeti" özel ilgi ister dedi. Sabıka kaydında doğum tarihinin ve yerinin açık olarak yazması gerekiyormuş Normalde sadece yıl yazıyor. Görevliye bunu hatırlattığı için ve ilgilendiği için teşekkür ettikten sonra apostil mühür için adliyede üst katlarda olan Özel Kalem Müdürlüğü kısmına çıktık. Burada sabıka kayıtlarımızı verdik. 5 dakika kadar zaman sonra sabıka kaydının yanında apostil mühürlü evrakı da aldık ve oradan bir başka odaya imzaya gittik. Apostil mühürlü sabıka kaydı almak işte bu kadar basit ve kolay :)

2- Ulusal Ajans'ın hazırladığı Vize Belgesi (Belgenin orjinali İngilizcedir.)

3- Sabıka Kaydı ve Vize Belgesinin Çekçeye Çevirilmiş Halleri: Çeviri işi için "Eva Sevinçli" adlı çevirmen ile mail yolu üzerinden iletişime geçtim. Kendisi konsolosluğun tanıdığı ve çevirilerini sorunsuz kabul ettiği bir isim. Ben Eva Hanım ile Fatih'in, Kübra'nın (bizimle Çek'e gelen diğer asistan arkadaşımız) ve benim çevirilerim için toplam 130 TL'ye anlaştım. Çünkü 3 kişinin belgelerinin de yapısı aynıydı. Bu yüzden normalde 180 TL ödeme yapmamız gerekirken 50 TL'lik bir indirim yaptı bize :) Çevirilecek belgelerin taranmış hallerini yolladıktan yaklaşık 2 gün için hepsini çevirdi. Paraya EFT yoluyla kendisine gönderdikten sonra da çevrilmiş belgeleri mail yoluyla bana yolladı. 

4- Çek Cumhuriyeti'nden gelen davet mektubu, kalacak yerinizi gösteren belge: Bu belgeleri mentorunuzdan bir an evvel size göstermesini isteyin. Yurtdışından gönderilen belgeler bir aksilik olmazsa 1hafta 10 gün içinde elinize ulaşıyor. Bunu hesap ederek vize randevunuzu almanızı tavsiye ederim. Çek Konsolosluğu orjinal belge olmayınca başvurunu işleme koymuyor maalesef.

5- Pasaportunuz

6- İki adet vize fotoğrafı (Çek Cumhuriyeti için 3.5x4.5 boyutlarında olmalı. Her ülkenin vize fotoğraf ölçüleri farklıdır.)

7- 5 sayfalık vize başvuru formu: (Bu formu randevu öncesi çıktı alarak doldurup öyle gidebilirsiniz. Formun bazı kısımları karışık gelebilir. Bu yüzden konsoloslukta doldurup yardım da alabilirsiniz, size kalmış.)

Belgeleri topladıktan sonra öğrendim ki benim ikametgahım İzmir'de olduğu için Ankara'daki Büyükelçilikten yapmalıymışım başvurumu. İstanbul'u aradım ve durumu izah ettim. Onlar da şu an kaldığım yerde üzerime ait bir fatura olup olmadığını sordu. (Daha sonra ikametgahı geçici olarak İstanbul'a almayı da kabul etmiyorlar.) Yurta kaldığımı söylediğimde ise bunu ispat edicek bir belge getir, bakalım dediler.

Mezuniyetime çok az bir süre kala yurttan bu belgeyi aldım.

Tüm belgeler artık hazırdı ve artık başvuru gününün gelmesi bekleniyordu.

Başvuru günü neler yaşadığımı ise bir sonraki paylaşımımda bulacaksınız.


8 Eylül 2013 Pazar

Üç Beş Adımda Pasaport Almak

Arkada çok sevdiğim bir The Cranberries şarkısı olan "Ode to my family" çalarken yazıyorum yeni yazımı. Gitme günüm yaklaşıyor ve benim içimi sevincime ek olarak bir hüzün kaplıyor.

Aileden, sevdiklerinden, ülkenden ayrılmak ve aylarca gelmemek. Aslında Çek'teyken uzun tatillerim olacak bu yüzden Türkiye'ye gelebilme ihtimalim var. Öte yandan kaç kere hayatımda bu fırsatı yakalayacağım gez gezebildiğin kadar diyorum. (Tabi Allah korusun bir ölüm kalım veya sağlık meselesi olmamasını dileyerek böyle düşünüyorum.)  Anlayacağınız kafam karışık. Ne olacağını zaman gösterecek.

Neyse gelelim bugünkü paylaşımıma, yani nasıl pasaport alınıra..

Öncelikle eğer hala öğrenciyseniz (ya da benim gibi son sınıf olup mezuniyetinize iki hafta kalmışsa) okul internet sitesinde bulabileceğiniz "Pasaport Harç Muaf Belgesi"ni doldurup bölümünüze götürüp Bölüm Başkanı'na imzalattıktan sonra Rektörlük'te bu işle ilgilenen (şu an adını hatırlayamadığım) birime götürmeniz gerek. Bu birim evrakınıza göre yeni bir belge düzenliyor ve size ertesi gün teslim ediyor. 

Belgede dikkat etmeniz gereken nokta pasaportu kaç yıllık istediğiniz. Bazı ülkeler ülkenize döndükten sonra pasaportunuzun en az 6 ay daha geçerli olmasını  istiyor bu yüzden 35 hafta kalacaksanız 2 senelik pasaport çıkartmak en mantıklısı.

Ertesi gün evraklarımızı (tabi ki de Beste ben ve Fatih :)) aldıktan sonra İstanbul/Şişli'de olan Hisar Vergi Dairesi'ne gittik. (Topkapı'daki vergi dairesinde öğrenciyken 2 yıllık pasaport isteyene sorun çıkartıyor diye duyduğum için bu vergi dairesini seçtim.) Burada belgemizi girişteki görevli bayana verdik kendisi evrakları aldı. Evrakları kontrol etti ve bu işlerle ilgilenen müdüre evrakları imzalatmamız gerektiğini söyledi. Bunu üzerine girişe göre en sağ odada bulunan müdüre gittik ve sorunsuzca imzalattık. Buradan sonra görevli bayanın yanına tekrar döndük ve evrakları geri verdik. Fotokopisi çekilen evraklardan birinin orjinali bize geri verildi.

Bu işlemlerden sonra sıra gelmişti defter parasını yatırmaya. Yine aynı yerde bulunan gişede sıraya girdik ve bir kaç dk içinde 72 TL'yi ödeyip makbuzlarımızı aldık. Makbuzumuz ve imzalı evrakımız ile en yakında olan Emniyet Müdürlüğü'ne yani Şişli Emniyet'e geçtik. İşlerimizin hemen hallolacağını düşünmediğimiz için (siz siz olun bir işe başlarken bizim gibi karamsar olmayın :)) randevu almamıştık. Ama içeriye girdiğimizde de pasaport bölümünde çok az insan olduğunu görünce rahatladık. Polislere randevusuz geldiğimizi açıkladık. Kalabalık olmadığı için başvurumuzu almayı kabul ettiler. Vergi dairesinden aldığımız evrak, makbuz ve 2 fotoğrafı görevli memura teslim ettik. (Eğer ehliyetiniz falan yoksa yani daha önce parmak izi alma işlemini yaptırmadıysanız önce parmak iziniz alınıyor.) Polis memurunun işlemleri bitirmesi yaklaşık 5 dk sürüyor. Sonra size pasaportun gelmesini istediğiniz adresi ve sizin olmamanız durumunda pasaportunuzu başka kimin alabileceğini soruyor. 

Tüm işlemler bittiğinde ve emniyetten ayrıldığımızda Beste'nin bitti mi şimdi ilk adımı attık mı oldu mu gibi sorular sorduğunu hatırlıyorum :) Şimdi diyecekseniz amannn pasaport almakta ne var herkes alıyor herkes yurtdışına gidiyor diye. Ama biz bu yurtdışı fırsatı için o kadar çok beklemiştik ki zor elde ettiğimiz için gözümüzde ekstra kıymetli olmuştu işte bir pasaport.

Çarşamba günü yaptığım pasaport başvurusundan sonra Cuma günü telefonuma pasaportun kargoya verildiğine dair mesaj geldi. PTT Kargo hafta sonu çalışmadığı için pasaportum ancak Pazartesi elime ulaştı. Onu da ben işte olduğum için Beste aldı. (Pasaport için velaket vermek işte böyle durumlarda işe yarıyor :)

Pasaportu aldıktan sonraki adım ise vize başvurusu. Bir başka deyişle daha karmaşık daha zor bir süreç. Neden mi karmaşık ve zor? Bir sonraki yazımda öğrenecekseniz. Takipte kalın!


6 Eylül 2013 Cuma

Diğer Asistanlarla Biraraya Gelmek

20 Haziran Gecesi yanlış hatırlamıyorsam 00:00 otobüsüne binerek Ankara'nın yolunu tuttuk Beste ve Fatih ile. Sabah Ankara'ya vardığımızda diğer Çek Cumhuriyeti asistanlarından Yusuf arabasıyla (bunun için kendisine minnettarız :)) bizi AŞTİ'den aldı ve Ulusal Ajans'a getirdi.

Toplantıya ilk gelen asistanlar bizdik sanırım :) Diğer asistanlar geldikçe "Hangi Ülke?" sorularıyla başlayan diyaloglar havada uçuştu diyebilirim. Herkes önce kendi ülkesine gideceklerle tanışıp kaynaşmaya çalışıyordu. Biz bu tanışma işlemine Facebook üzerinden başladığımız için toplantı öncesinde de hemen kaynaştık diyebilirim :)

Bize toplantı başlamadan kabul ve hibe belgelerimizi teslim ettiler. Biz de onlara gelmeden doldurduğumuz ön sözleşmeyi teslim ettik. Bir de "Seyahatname" adında çok şirin bir ajanda hediye ettiler. Asistanlık boyunca her an yanımda bulunduracağım inşallah. :)



Aklımdayken sizinle paylaşmak istediğim bir önemli nokta var ki o da belgelerinizi aldıktan sonra özellikle okulunuzun adını ve adresini kontrol etmeniz. (Hele ki  Çek Cumhuriyeti gibi alfabesinde farklı karakterler olan bir ülkeye gidecekseniz.) Çünkü bazı arkadaşların belgelerinde hatalar çıktı. Durumu  Mutlu Bey'e bildiren arkadaşların belgelerinin bir sonraki hafta gönderileceği söylendi.

Genel olarak baktığımda ise toplantıyı süreç hakkında bilgilendirici buldum ve iyi ki geldim dedim. (Laf aramızda bazı asistanlar sıkıldı ve toplantının amaca uygun olmadığını söylediler.)  Önemli olan noktaları da not almayı ihmal etmedim. Bu önemli noktalardan bazıları sizinle paylaşsam hiç fena olmaz bence. ;) Umarım işinize yarar.

*Haftada Max 12-16 saat asistanlık yapılacak. (Okulun daha fazla isteme ihtimali var. Bu noktada fazlasını yapmak size kalmış.)
*Türkiye ve Türkçe ile ilgili tanıtım ve eğitim materyalleri götürünüz.
* Türk Bayrağı, Lokum ve Türk Kahvesi mutlaka valiziniz bir kenarında yerini alsın.
* Uçuş kartınızı vs tüm belgelerinizi lütfen saklayınız.
* Asistanlık süresince gözlem yapmaya özen gösterin ve not alın.
* Tarihi, kültürel ve dini sorular gelebilir. Dikkatli bir şekilde devam verin. Unutmayın, biz ülkemizi temsil ediyoruz.
*Oraya vardığınızda yerel bir gazete/radyo/televizyon ile temase geçmeyi düşünün.
*Ek iş bulabilirsiniz ama yasalara dikkat edin!! Kazandığınızdan daha fazlasını vergi olarak isteyebilirler.
*Danışmalarınızla birlikte düzenli olarak değerlendirme toplantıları yapın.
*Fotoğraf çekmeyi ve video kaydı almayı sakın unutmayın :)
*Hocalara hediye götürmeyi unutmayın. (Hediyelerin Türk Kültürünü yansıtması önemli)

 Genel olarak paylaşmaya değer gördüğüm notlarım şimdilik bu kadar.

Bir sonraki paylaşımda görüşmek dileğiyle...

Hangi Banka Hesabı?

Ülkeleri öğrendikten sonraki ilk iş bir banka hesabı açtırmak oldu. Toplantıya kadar bu işi halletmek gerekiyordu çünkü toplantıya giderken hibe ön sözleşmesini götürecektik ve bu sözleşmede banka bilgilerini içeren bir kısım mevcuttu.

Facebook üzerinden diğer asistanlarla hangi bankanın daha iyi olacağı konusunda sürekli yazışmalar yapıyorduk. Bir de geçen sene Çek Cumhuriyeti'ne giden asistanlardan birine ulaşmayı başardım ve kendisinden bir çok konuda yardım ve bilgi aldım. Çek için en iyi bankanın "Yapı Kredi Bankası" olacacağını söyledi. Yapı Kredi'nin Çek'te bulunan Unicredit Bank ile anlaşması vardı bu yüzden para çekme işlemlerini kolayca halledilebiliyordu. 

Size bu banka işinde herkesin kafasını karıştıran ve içinden çıkılamayan bir durumu açıklayacağım. Her kafadan ayrı ses çıktığı için bizim (Beste, Fatih ve ben) anlamamız bayağı uzun sürmüştü :) Ulusal Ajans size paranızı Euro olarak yatıracak. Bu yüzden bankadan Euro hesabı açtıracaksınız fakat Euro hesabının banka kartı yok. Bu yüzden bir de TL hesabı açmanız gerekiyor. TL hesabınızın kartıyla Euro hesabınızdaki parayı çekebileceksiniz. Ama bir şartla!! Önce internet bankacılığı yardımıyla Euro hesabınızdaki parayı TL hesabınıza geçireceksiniz. Sonra ATM'ye giderek TL hesabınızın kartını takacak ve paranızı Euro'yu seçerek çekeceksiniz. Bu kur değişimleri esnasında paranız biraz değer kaybedecek. Fakat bunun başka yolu olmadığı için giden parayı görmezden gelmek zorunda kalıyorsunuz.

En basit şekliyle anlatmaya çalıştığım bu durumu umarım anlatabilmişimdir. Eğer bu durumla ya da süreçle ilgili herhangi bir sorunuz olduğunda bana her zaman kevserceylan35@hotmail adresinden ulaşabilirsiniz. Sakın çekinmeyin :) 

Ankara'daki toplantıyı anlatacağım bir sonraki yazıma kadar mutlu kalın. 

Çünkü hayat ne olursa olsun yaşamaya, gülmeye değer...

5 Eylül 2013 Perşembe

Herkesten Önce Eşleştiğim Ülkeyi Öğrenmek

Blogumu yazmaya biraz geç başladığım için süreci sırasıyla anlatırken güncel olan haberleri araya eklemek durumda kalıyorum. Bu karışıklıktan dolayı siz sevgili okuyucularımdan özür diliyorum. 

Gelelim eşleşme listesinin açıklandığı günü anlatmaya. 9 Nisan'da adımın asil listede olduğunu  öğrendikten sonra sitede yazdığı üzere eşleşmelerin açıklanacağı zaman olan Mayıs sonunu beklemeye başladım. Bu iki aylık süre aslında kısa gibi görünse de günleri saydığım için çok uzun geldi açıkcası.Mayıs sonu gelmiş ve liste hala açıklanmamıştı. 

1 Haziran günü akşam bir mail aldım. Mailin konusunda "assistantship" yazıyordu. Heyecanla açtığım mailde Çek Cumhuriyeti'nin Mohelnice kasabasında öğretmenlik yapan Hana bana asistanlığım onun çalıştığı okulda olacağını söylüyordu. İlk tercihim olan ülke gelmişti. Sevinçten içim içime sığmıyordu. Diğer onlarca asistan hangi ülkeye gideceğinin açıklanacağını beklerken ben herkesten önce öğrenmiştim.

Hemen mentorumun adından okulumu bulmaya çalıştım ve buldum da. Site Çekçe olduğu için tabi ki çoğu şeyi anlamadım :) Ama okulun resimlerine bakmak, öğrencileri (yakında benim olacak öğrencilerimi ) görmek içimi mutlulukla kaplamıştı. Mentorum Hana'ya haberi ilk kendisinden aldığımı çok mutlu olduğumu söyledim.

Ben okulumu öğrendikten bir hafta sonra Ulusal Ajans eşleştirme listesini açıkladı. En yakın iki arkadaşımdan Beste Belçika Fatih ise Çek Cumhuriyeti ile eşleşmişti. Aynı ülkede olacak olmak mutluluğumu ikiye katlamıştı. Listeler açıklandıktan sonra Hana'ya bir mail daha attım çünkü ilk mailime de dönmemişti. Bu sefer kendisinden dönüş alabildim. Türkiye'de listeler açıklanmadan cevap yazmak istemediğini söylemiş.Ama artık liste açıklandığına göre kendisiyle yoğun bir mail trafiği yaşayacağımız anlamına geliyordu. :)

İşte listeler açıklanmadan ülkemi nasıl öğrendimin hikayesi buydu.

Bir sonraki yazı da ise Ankara'da yapılacak toplantı öncesi neler yaptım onu anlatacağım :)



4 Eylül 2013 Çarşamba

Vizeyi Almaya Gitmek

Vize çıktıktan yaklaşık 10 gün sonra İstanbul'a günübirlik bir yolculuk yaparak vizemi aldım. 

Yorucu bir gece yolculuğundan sonra heyecanla Konsolosluğa gittim. Vardığımda öğle arasıydı. Bir 15 dk kadar bekledikten sonra saat 13:00 kapılar açıldı ve ben içeri girerek pasaportumu ve sigorta belgelerimin çıktısını ( nasıl sigorta yaptırdığımı bir başka yazımda anlatacağım merak etmeyin :)) görevliye teslim ettim. Bir saat kadar sonra gelmemi söylediler. Bir saat boyunca Nişantaşı'nda tabiri caizse başıbol dolandıktan sonra konsolosluğa geri geldim ve içeri girdim. Pasaportumu geri aldım ve uzun, yoğun ve yorucu bir süreçten sonra vizemi dokunmanın mutluluğunu yaşadım :) 

Vizem 6 aylık olarak çıkmış. Başvuru yaptığım gün bunu söylemişler ve Çek Cumhuriyeti'ne gittiğimde yabancılar ofisinden vizemi uzatacağıma dair bir dilekçe yazdırmışlardı. 9 Eylül'de başlayan vizem 9 Mart'ta sona erecek. Şubat ortası gibi vizeyi uzatmam gerekecek.

Vize başvuru, bekleme ve alma derken nerdeyse iki ay geçti. 10 gün sonra gidiyorum. İçim kocaman bir hüzün kaplı. Oralarda ne yapacağımı düşünmeden edemiyorum. Umarım herşey yolunda olacak.

Sevgiler...